Şubat 07, 2013

ŞANS İNSANI NUGİ :)))

Alanya'da balayında eşimin tuttuğu balık, böyle de deliyiz.:DD

İşte böyle insanlar da var, doğuştan şanslılar. Onlardan biri de benim. Şimdi bana kızmayın ama '' Bu ne yaa, hem şanslı, hem de bize nispet yapıyor'' diye... Amacım nispet değil, ama farkında olduğum birşeyi paylaşmak. Aslında ben bir oğlak burcu olarak çatık kaşlı doğmuşum ve annem hiç benim kadar büyümüş de küçülmüş bir bebek görmediğini söylüyor. Neredeyse kundaktan '' O mama öyle mi hazırlanır bee...'' diyecek gibi bakıyormuşum.:DD İlkokul çağıma gelmeden annem benim ne kadar negatif olduğumu bildiği için sürekli ''Kızım gül, o dudaklar yukarı kıvrılsın'' deyip dururdu. Sonra ben bir farkettim ki sürekli gülüyorum. Bir kere bir kursta sertifikalarımızı dağıtırken hoca bana en güler yüzlü kursiyerimiz demişti. İşte ben böyle genellikle güleryüzlüyüm. İnsanlar kendilerine güler yüzle yaklaşan birisini de görünce ister istemez pozitif enerji ile doluyorlar ve size daha olumlu yaklaşıyorlar. Sanırım bundan sebep ben şanslıyım. Her zaman şanslı olduğumu düşünmem  de bunda etkilidir. Laurent GOUNELLE'nin 'Mutlu Olmak İsteyen Adam' kitabında anlatıldığına göre; şanslı ve şanssız olduğunu düşünen insanlarla ilgili bir araştırma yapılmış. Bu araştırmada belli sayıdaki bir gruptan belli bir sürede ellerine verilen gazeteki resimli ilanları saymaları istenmiş ve buna göre işe alınacaklarmış. İnsanlar sayfaları hızlı hızlı çevirip ilanları saymaya başlamış, derken şanslı olduğunu düşünen insanlar gazetenin ortasında '' Bu gazetede 48 adet resimli ilan vardır.'' yazdığını görmüş ve saymayı bırakmış. Şanssız olduklarını düşünenler ise sayfaları çevirmeye devam etmiş. Sonuçta gazetede 48 adet resimli ilan varmış. Şanslı olanların hepsi doğru yanıtlamış, şanssız olduğunu düşünenlerden bir kısmı doğru yanıtlasa da neden diğerleri gibi yazıyı görünce saymayı bırakmadıkları sorulmuş. Onların cevabı ise yazıyı görmedikleri olmuş. Ben sonuca çok şaşırdım çünkü açıkcası yazıyı görüpte güvenmedikleri için saymaya devam ettiklerini düşünmüştüm. Halbuki bunlar öyle bir inanmışlar ki şanssız olduklarına yazıyı bile görememişler. Benim çevremde de şanssız olduğunu düşünen bir çok insan var. Kimine yardım edebilsem de kimine hiç ulaşamıyorum. Yapacak bir şey yok ama ben bu tarz olumsuz düşüncelere sahip insanlardan uzak durmaya gayret ediyorum. Çok mutluyum, herkesin de mutlu olmasını diliyorum.
Şanslı oluşumu da dün yaptıklarımı anlatmak için giriş olsun diye yazdım. Bakalım ben dün neler yapmışım...:))
Efendim dün ben izinliydim çünkü okula kayıt yaptırmam gerekiyordu. Sabah erkenden belgelerimle birlikte bölüme gittim ve bölüm başkanına belgeleri imzalattım. Daha sonra fenbilimleri enstitüsü Gölbaşı'nda olduğundan, teeee oralara gittim. Her zamanki gibi işim rast gitti, yarım saat içinde kayıt işlemlerimi hallettim. Geri dönüş yolunda benim gibi izinli olan AMAL arkadaşımı aradım ve buluşmak için sözleştik.Eve gittim ve kotumun yırtıldığını farkettim. 10 kg aldıktan sonra bana olan tek kot oydu ve iş yerinde de çoğunlukla onu giyiyordum. Kendime yeni bedenime uygun pantolonlar almıyorum çünkü ZAYIFLAYACAĞIM...:(( Mecbur üzerime bir elbise geçirdim. Sonra Amal ile buluştuk. Amal da o kadar spor giyinmiş ki ikimiz istesek ancak bu kadar tezat oluşturabilirdik. Bahçeli Liva'ya gittik. Biz önce detoks içeceklerden istedik, hani fresh olsun hem havada sıcaktı serinletsin falan dedik. Garsona içeriğini sorduğumuzda içinde dondurma olduğunu söylemez mi... Nerde kaldı bu içeceğin detoksu biz anlamadık. Bunun üzerine ben şefin özel kokteylinden, Amal da portakallı frozen sipariş ettik. Bence Liva içecekler konusunda sınıfta kaldı. İçinde muz, kivi ve portakal olduğu söylenen şefin kokteylinde yalnızca kivi vardı. Neyse ikimizde çok beğenmedik. Sonra oradan kahve falı baktırmaya Kızılay'a gittik. Benim arkadaşım falları pek sever. Ben de hoşlanırım ama pek tat almıyorum artık çünkü bana diyecek bir şey bulamıyorlar. Sanırım biraz sorun biriktirip gitmek gerek falcıya ki falcı şöyle iyice bir deşsin dedikodu falan...:DDD Karanfil sokakta Cafe Caramel'e gittik. Transseksüel ablamız Göksu bize fal baktı. Maşallah saçları benden güzeldi hayran kaldım. Fal bitince ''Haydi kalk git'' dedi bana:DD Amal ile fal anılarımızı size ayrı bir seri olarak anlatayım, gülmekten ölürsünüz. Sonra ben eve döndüm. Eşim ve kızkardeşim Ankamall'a gitmişlerdi. Ben de yemek yaptım ama bir türlü gelmek bilmediler. Bende hayıflandım, ''keşke bende gitseydim bak pantolon almam şart oldu, yarın ben ne giyeceğim'' derken kapı çaldı. Eşim ve kardeşim ellerinde torbalar ve torbaların içinde hediye paketleri vardı. Bunlar ne dedim, önce kandırdılar beni ama sonra eşim dayanamadı, söyledi. Benim eşim böyle hediye falan işlerine bayılır. 14 Şubat gelmeden sevgililer günü hediyelerini almış ve hatta almışken kendine de almış. Beni yormamış sağolsun. Ve bana ne almış dersiniz...:)) Yeni bedenime uygun bir kot, deri ceket ve gömlek... Kot olayına acayip sevindim çünkü ben bu gidişle yine almazdım. Ama  zayıflamam lazım yine de.. Kendisine de kot ve çift taraflı mont almış. Bu arada Rodi de acayip bir indirim varmış, diyelim ki iki adet kot aldınız, miktarı fazla olanı ödüyor, diğerine ise sadece 10 TL ödüyorsunuz. Ben kaçırmayın derim. Bu arada eşimin ve kardeşimin pantolan hikayesinden haberi yoktu ama tam da benim ihtiyacım olan anda bana pantolon aldılar. Sizce de bu şans değil midir??? Maşallah demeyen şanssız olsun, gözüm üzerinizde:DDD

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çalıştırın parmakları canlarım
( Blog linki yazılan yorumları kesinlikle yayınlamıyorum. Zaten yorum yapınca blogunuzun linkini bırakmış oluyorsunuz. Lütfen buna dikkat ediniz, teşekkürler)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...