Mart 08, 2013

SOFRA DERGİSİ MART SAYISI


MERHABA;
Daha önceki Sofra Dergisi postumda 3 yıldır üye olduğumdan bahsetmiştim. Üç yıl içinde değil belki ama bu yıl için en güzel sayı mart ayı sayısı olmuş. Hayırdır bahar geliyor diye bir uyanış mı var? Vanilya kutu olsun, Sofra dergisi olsun bu ay çok güzeller.
Sofra dergisinin her tarifi gerçekten çok güzeldir ve güvenle uygulayabilirsiniz. Ben çok memnunum. Fakat dediğim gibi bu ay çok farklı, çok hoş. Tabii her şey dört dörtlük değil, kontrol etmedim ama sanki fotoğrafçısını değiştirmiş. Eski tarzda, otantik fotoğraflar olsun mu istemişler artık bilemiyorum. Güzelim güveçte mercimek çorbasını kenarları kırık turkuaz renkli bir kasede fotoğraflamışlar. Bence amaçlanan görüntüye ulaşılamamış, üstelik çorbayı yapmış olan da bir restaurant. Restaurant İstanbul'da tarihi bir fırında ama yinede ben oraya gitsem kenarları kırık (hatta annem olsa ''kenarları çıtlamış''der) bir kaseden çorba içmek istemem. Yani otantik olmanın karşılığı kırık dökük eşyalar değildir. Bu fotoğraf dergiye pek yakışmamış. Genel olarak da böyle bir hava var fotoğraflarda. Poğaça, kızartma gibi yiyecekler kağıtların üzerinde fotoğraflanmış. Neyse bu benim düşüncem. Bir de fincan böreği tarifinde fotoğraftaki böreğin içinde bezelye ve tavuk seçiliyor fakat tarifte ne bezelye ne de tavuk var. Hani malzeme unutulmuş desem değil. Bildiğiniz başka bir böreğin fotoğrafı var. Hatta öyle böreğe talaş böreği denir. Dergide benim gördüğüm aksaklıklar genelde böyle şekil yönünden, onun dışında tarifler ve ele aldıkları konular harika.
Bu ayki dosya konuları şöyle; güveç yemekleri, Kars kazı, havuç, Edirne mutfağı, kalkan ve labne peynirli tatlı tuzlu lezzetler; bu ayın ünlü konuğu ise Bade İşçil. Güveç yemeklerinin hepsi çok güzel, güvecin hakkını vermişler. Havuç çok sevdiğim bir sebzedir ve onunla ilgili de çok farklı tarifler var. Edirne mutfağına bayılırım hatta Cepa Avm'ye her gittiğimde Kırkpınar Lokantasında bulurum kendimi. Bir gün oraya özel post hazırlayayım. Bu kadar kaliteli ve lezzetli yemek bir Avm'de olamaz diyorsunuz ama var!!!
Fakat benim favorim Kalkan balığı ile yapılmış tarifler. Ben Samsun'luyum ve üniversiteyi de orada okudum. Öğrenci iken en çok yediğim balık kalkandı. Ankara'da kaliteli bir kalkanın kilosunu 90 TL'dan aşağı bulamazken ben Samsun'da kilosunu 40 TL'dan alırdım. Şimdi fiyatlar farklı olabilir tabii. En sevdiğim Kalkan tarifi ise '' Şarap Soslu Kalkan Buğulama'' ilk fırsatta deneyeceğim. Ah Ah memleket hasreti daha da çok vurdu şimdi. Umarım yakın zamanda giderim de güzel fotoğraflarla döner ve sizlerle de paylaşırım güzel memleketimi.
Herkese güzel bir cuma günü diliyorum. Oley yarın tatil :)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çalıştırın parmakları canlarım
( Blog linki yazılan yorumları kesinlikle yayınlamıyorum. Zaten yorum yapınca blogunuzun linkini bırakmış oluyorsunuz. Lütfen buna dikkat ediniz, teşekkürler)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...