Nisan 15, 2013

15 NİSAN TÜRKİYE 'AKROMEGALİ GÜNÜ'

Sağlık Bakanlığı erken tanının önemini vurgulamak amacıyla 15 Nisan’ı ‘Akromegali Günü’ ilan etti. Her yıl bu hastalığa dikkat çekmek ve toplumu bilinçlendirmek için çeşitli organizasyonlar düzenleniyor. Akromegali hastalarını bir araya getirmek amacıyla 2008’de kurulan Akromegali ile Yaşam Derneği de bu konuda toplumda farkındalık yaratmak için pek çok çalışma yapıyor. Bu sene de Gen İlaç katkılarıyla gerçekleştirilen farkındalık projesi kapsamında ülkenin 7 bölgesinde 10 ilde hizmet veren 12 endokrinoloji uzmanı, yaptıkları söyleşilerle akromegaliyle ilgili bilinmesi gerekenleri illerindeki yerel medya mensuplarıyla paylaştı.
Hastalığın ülkemizde çoğu zaman gözden kaçırıldığını yapılan çalışmalar da doğruluyor. Örneğin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ünitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre hastaların yüzde 90’ında hipofizdeki tümör 1 cm’den daha büyük bulunuyor. Aynı araştırmaya göre aile hekimleri ve pratisyen hekimlerin tanı koyduğu vakalar, toplam hastaların sadece yüzde 2’sini oluşturuyor. Oysa ABD’de bu oran yüzde 44.
Erken tanı şansı kaçınca yaşam süresi kısalıyor. Kanser riski yükseliyor.
Büyüme hormonu elbette bedende sadece elleri, ayakları ve yüzü etkilemiyor. Başta kalp kası olmak üzere iç organlarda da büyüme başlıyor ve tanı geciktiğinde hastaların yüzde 90’ında diyabet ve kalp ve damar hastalıkları baş gösteriyor. Tedavi olunmadığı takdirde hastaların yaşam süresi, iç organlara bağlı rahatsızlıklar sebebiyle kısalabiliyor. Bir araştırmaya göre tanı konmayan akromegali vakarında yaşam süresi 10 yıl kadar azalabiliyor. Hastaların çoğunda kalp yetmezliği ve yüksek tansiyon görülüyor. Diğer taraftan akromegali hastalarında tiroid, kolon ve meme kanseri gibi bazı tür kanserlerin görülme sıklığı artıyor.
Türkiye’deki hastaların yarısından fazlası hastalıktan haberdar değilKabul edilen istatistiklere göre dünyada görülme sıklığı, milyonda 70-80. Uzmanlar ve son yıllardaki araştırmalar bu oranın zamanla arttığına dikkat çekiyor. Mevcut istatistiklere göre Türkiye’de 6000-6500 akromegali vakasının bulunduğu öngörülürken, ülkede bilinen hasta sayısı bu vakaların yarısından bile daha az. Tanıdan sonra tedavisi çok kolay.
Kanser, diyabet, kalp ve damar hastalıklarına kadar pek çok sağlık problemine yol açan bu hastalığın tedavisi ise aslında çok kolay. Akromegali tedavisinde cerrahi tedavi (ameliyat), ilaç tedavisi veya ışın tedavisi (radyoterapi) kullanılıyor. Cerrahi tedaviden sonra hastalık halen devam ediyorsa, ilaç tedavisi uygulanıyor. Bazı hastalara bu iki tedaviye ilave olarak radyoterapi uygulanabiliyor.   (Kaynak: haber.gazetevatan.com/buyume-hastaligi-akromegali/530216/41/saglik)
Böyle hastalıkların medyada daha fazla haberi yapılmalı ve halkımız bilinçlenmeli. Özellikle bizim halkımızda ihmalkarlık çok fazla. Erken teşhis ise her hastalıkta çok önemli bir etken. Çevremizdekileri uyarmakta fayda var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çalıştırın parmakları canlarım
( Blog linki yazılan yorumları kesinlikle yayınlamıyorum. Zaten yorum yapınca blogunuzun linkini bırakmış oluyorsunuz. Lütfen buna dikkat ediniz, teşekkürler)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...