Ekim 25, 2013

YENİDEN MERHABA :)

Bahattin hayatımın aşkı yazımla çok ilgili olmasa da paylaşayım istedim :))
Ben böyle çok uzaklaşmazdım buralardan ya, oldu işte. Lütfen kusuruma bakmayın. Ne okudum ne yazdım. Kapandıkça kapandım. Ama mutsuzluktan değil. Mutluydum da nedense amaçsızdım ya da amaçsız olmak istedim. Sanırım çok yönlülüğün yan etkisi bu. O kadar çok şeyi bir arada yapmaya çalışıyorum ki; bir an geliyor ve ben hiç bir şey yapamıyorum. Fakat ben böyle arada ortalıklardan yok olursam bu beni dönüşte daha da güçlü kılıyor. Bir an için yoruluyorum sonra eskisinden daha enerjik dönüyorum. ''Derdin ne Nugi? Çok yönlü olmayıver'' diyebilirsiniz. Eh! onu yapmakda elimde değil. Sadece bir işle uğraşamam ben. Hayatımın dinamizmi kaçar. Ölü gibi gezerim ortalıklarda. Annem derslerim kötü gider diye tiyatro klubünden ayırmıştı da beni, sınıf birincisiyken birden sonunculuğa düşmüştüm. Baktı ki bende ters tepiyor tekrar geri yazdırdı klübe. Ama hayat benim için böyle çok güzel. İşe gidiyorum başka bir çevre, okula gidiyorum başka bir çevre, hafta sonu kursa gidiyorum, evde eşim ve hobilerim. Gerçekten bir hobisi olmayan ya da bir hobi düşüncesi olmayan insanlar beni sıkıyor. Asla katlanamıyorum.
Bayramdan önce on gün raporluydum. Sanmayın tatile çıktım. Hastaydım. Üzerine tüm bayram dişim ağrıdı. Bayramda eşimin abisi geldi. Hergün kayınvalidem ve annemlerin evi arasında mekik dokudum. Kardeşlerim geldi. Gördüm gül yüzlerini benimde yüzümde güller açtı. Arife günü canım arkadaşım Negar bize nefis İran yemekleri yaptı, onları yedik. Bayram boyu tatlıya, ete ve çok sevdiğim kelle çorbasına doydum. İnternete girmedim, televizyon izlemedim, ders çalışmadım, iş düşünmedim. Oh ne rahattı. Ama sonra da acayip sıkıldım. İnsan dinamik yaşayınca bir şey yapmamak çok sıkıcı oluyor.
Eski düzenime geri dönüyorum yavaş yavaş. Ah şu spikerlik kursuma da gerektiği özeni gösterebilsem. Sürekli ayna karşısında pratik yapmalıyım ama evde eşim bırakmıyor, dışarda da öyle pratikler olmuyor. İş yerinde çalışsam adım deliye çıkacak, kendi kendine konuşuyor diye. :))
Bu aralar kendime de bakmadım. Saçlarım iyide, kaşlarım tek kaş olma yolunda adım attı. Bıyıklarım Hulusi Kentmen'le yarışmak üzere, neredeyse sakal da bırakacağım. Bir de regl dönemim geldi ki manda gibi dolaşıyorum oratlıklarda. Buna rağmende herkesten bu aralar pek güzelleştin yorumları alıyorum. İnsanlar mı kör yoksa ben bakımsız daha mı güzelim bunu anlayamadım. Size yazacağım bir sürü konu var. Birkaçını sıralayım da merak edin bakalım
1) Negar'ın akşam yemeği daveti, klasik İran sofrası deneyimi
2)Okuduğum kitaplar
3)İzlediğim 3 film ve bir belgesel
4) Era balıkçıda balık maceraları
5) Kurban ödülü kelle çorbası
6) Kurban etini değerlendirebileceğiniz müthiş sürpriz bir lezzet!!!
7)English home ganimetlerim
8) Arkadaşm Ateş'in facebook bağlantısından esinlenme bir yazı (Olabildiğince Komik) :))
9) İran pilavı
10) Kahvaltı sevgim :)
11) Bayram sofralarının lezzeti saray şerbeti
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Bunları yazarken hayat bana daha neler neler getirir kim bilir. Hepsini paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Var mı beni özleyen?

4 yorum:

  1. Oleyto:) Daha sık yaz ki okuyalım ben özledim ki yazılarını..

    YanıtlaSil
  2. bende özledim :D aynı ayarlardaydım bende bi yoğunluk bi yoğunluk kopuk uçurtma misali koptum gittim ne yazabildim düzgün ne de okuyabildim :) neyse döndük diyelim :) benim kursda beni meşgul ediyor yazamıyorum eskisi gibi :/ neyse kısmet diyelim :*

    YanıtlaSil
  3. bende sizleri özledim kızlarım yeterince ayrı kaldık bence:))

    YanıtlaSil
  4. hafta sonu yokummmmmmmmmmmmmmm hafta içi ayar çekebiliriz haftaya nasıl fikir ;)

    YanıtlaSil

Çalıştırın parmakları canlarım
( Blog linki yazılan yorumları kesinlikle yayınlamıyorum. Zaten yorum yapınca blogunuzun linkini bırakmış oluyorsunuz. Lütfen buna dikkat ediniz, teşekkürler)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...