Nisan 11, 2013

KAHVE FALI MACERALARI # 1

Amal benim hem iş arkadaşım hem de normal hayatta :) görüştüğüm bir arkadaşımdır. Kendisi sanırım benim iki katım uzunluğunda selvi boylu diye tabir edebileceğimiz, ama sıska olmayan biridir. Saçları upuzundur ve iri yeşil gözleri vardır. Yani sokakta görseniz dibiniz düşer. :)) Hatta bazen yanında kendimi ezik hissederim. Allahım neler yaratıyorsun!!! Kendisi mankenlerle, modellerle falan çıkmıştır. Düşünüyorum bir manken benim yanımdan geçse beni görmez bile hatta üstüme basıp geçer. Bir de benden 10 yaş büyük olmasına rağmen yaşıt gibi görünürüz. Kimseler inanmaz yaşına. Yaşını gizlemek içinde bir şey yapmaz. Ne estetik ne makyaj ama mükemmel görünür. Gıcık ya! Tüm bunlara rağmen hala bekardır, aşk hayatı oldukça çalkantılıdır. Ve bu arkadaşım fallara çok düşkündür. Kendisi de çok güzel fal bakar. Kalbi bir çocuk kadar temizdir ve mutlaka bilir bir şeyler. İşte bende arkadaşlarım bana hadi şuraya gidelim deyince hayır diyemeyen ve fallara da meraklı biri olarak çok düştüm Amal'ın peşine. Henüz değişik bir şey söyleyen olmadı ama zevkli fal işi. Gülüp geçiyorum :)))
Amal'la ilk fal deneyimim onların eskiden komşusu olan birinin evine gitmemizle başladı. Ben henüz evlenmemiştim. İşten erken çıkmıştık ve orada bulduk kendimizi. Arkadaşına gittik oturduk, birazdan falcı kadın geldi. Sonra fallarımıza baktı, pek olağanüstü bir şey olmadı.
Ben bu ilk deneyimden sonra Amal nereye sürüklerse gittim. Bir gün Kırıkkale'de bir toplantıya katılmıştık. Toplantı saat 15:00'de bitince bu saatte Ankara'ya dönmeyelim, servisi bekleyelim dedik. O sırada Amal'ın aklına Azeri bir falcı geldi. Kadının yalnızca adını biliyorduk. Adresini de bilmiyorduk ama Yıldız hamamının oralarda oturduğunu duymuştuk. Ben eskiden orada oturmuştum ve sorarak bulabileceğimizi düşündük. Yıldız hamamının oraya gittik ve çiçekçi bayana falcı hanımın yerini sorduk. O kadar tanınmış biri ki hemen gösterdiler yerini. Apartmanın kapısı açıktı içeri girdik zaten girişte soldaki ilk kapıydı. Kapıyı çaldık. Bir süre sonra kapı açıldı, karşımızda iki kadın duruyordu ve hemen ''doğru yere geldiniz, geçin'' dediler. Biz tereddüt ettik, nereden biliyorsunuz size geldiğimizi der gibi 'biz falcı ablaya geldik' dedik. ''Evet işte burası'' dediler. Ben sonra içimden yahu kadın falcı, herhalde bizim geldiğimizi hissetmiştir gibi absürt bir düşünceye kapılmıştım. Neyse biz içeri girdik, ayakkabılarımızı çıkarmamız istendi. Tamam çıkaralım çıkarmasına da ev sokaktan pis. Yerde iğrenç bir kilim var, yağ içinde. Ev rutubet kokuyor. Yerlerde çamaşırlar, çamaşır leğenleri, çöpler, sigara izmaritleri... Allahım nereye geldik diyorum. Ayakkabımı çıkartmakta tereddüt ediyorum. O sırada bir kavga kopmaz mı? Falcı kadın salona mı geçsinler diye kız kardeşine sordu o da ''Lan Or...pu karı, herhalde salona geçecekler tepemize mi oturacaklar'' dedi. Falcı da ''ne delleniyon, ağzını burnunu dağıtırım, kapa çeneni'' dedi. O sırada ben gözlerimi kocaman açmış korkuyla bunlara bakakalmıştım. Amal ise süper sakinliği ile yanımda duruyordu. Neyse bizi salon dedikleri yere aldılar. Salonda üç tane üzeri garip lekelerle dolu kanepe ve soba vardı. Kanepenin ve sobanın üzeri iç çamaşırı ve diğer kıyafetlerle doluydu. Sanırım yıkanmışlar ve kurumayı bekliyorlar. Oturacağımız kanepenin üzerinde ıslak bir havlu duruyordu. Falcı kadın geldi o havluyu aldı ve yere attı. :))) Siz oturun ben hemen geliyorum dedi. Ben o sırada salonu inceledim ve bir şey olursa kaçabileceğim yerlere bakındım. Kanepeninde ucuna oturdum. Amal'a 'hadi gidelim ya başımıza bir şey gelirse diyorum, yok bir şey olmaz' diyor. O sırada bir erkek sesi duydum. Falcı ile salon kapısının dışında konuşuyorlar. Allah yandık dedim. ''Şimdi bu adam içeri girse bana bir tokat atsa, Amal'ı da bayıltsa, hatta bunların bayıltıcı spreyleri falan vardır. Sonra bize tecavüz etseler ya da niye tecavüz etsinler iki genç vücut organlar daha çok para eder. Allahım Allahım...'' Neyse ben bu düşünceler içerisindeyken falcı geldi. Kadın azeri olduğundan konuşması çok farklı, oturdu ve bana uzun uzun baktı. Yemin ediyorum altıma yapacaktım. Derken kadın ''bilmediğiniz güvenmediğiniz eve iyi geldiniz'' demez mi... Aha şimdi kesecek bizi diyordum ki 'merak etmeyin bana güvenebilirsiniz' dedi. Hıı çok rahatladım vallahi abla Allah razı olsun diyecektim, neyse Nugi fala baktırıp bir an önce kaçalım dedim. Önce Amal'a sonra da bana baktı. Tabii kahve falı değil kağıt falı çünkü ben orada kesinlikle hiç birşey içmezdim.
Amal memnun kaldı. Bana yine tatmin edici bir şey diyemedi.Oradan nasılsa sağ salim çıktık. O gün bugündür o kadar garip bir yere gitmedik ama gitsek de yanımda Amal var, nasılsa Zeyna gibi hatun korur artık beni...:DD
Gerisi gelecek hafta... Güzel,mistik günler dilerim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çalıştırın parmakları canlarım
( Blog linki yazılan yorumları kesinlikle yayınlamıyorum. Zaten yorum yapınca blogunuzun linkini bırakmış oluyorsunuz. Lütfen buna dikkat ediniz, teşekkürler)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...